Metro mu? Otobüs mü ? Yoksa ayrılmış yol kullanan torpilli otobüs mü?
Avcılar’dan Söğütlüçeşme’ye 63 dakikada yol alıyor.
E-5 tarafiğinin en rahat saatlerinde bile, özel aracınızdan daha hızıbirşekilde gideceğiniz yere sizi ulaştırıyor.
Neredeyse günde 1 milyon yolcu taşıyor. Metrobüslerin herbiri 1 milyon 200 bin Amerikan dolarına mal olmuş. Hepsi bu araçlardan olmasa da günde 300 araç yolcu taşıyor.
Tüm bu reel verilerin yanında benim gözümde Metrobüsün bir de sembolik bir anlamı var.
Metrobüs, temelleri ve anafikri ” batı ” dan alınmış ama ” bizcesi ” uygulanmış bir projedir.
Projenin aslında, çok yoğun bir otomasyon, insansızlaştırma, düzen ve sistem var. Metrobüsler yola ve duraklara yerleştirilen sinyal vericiler sayesinde söförsüz bir şekilde yol alıyor. Duraklarda kapıları açılıp yolcu transferi yapıldıktan sonra yoluna devam ediyor. İstasyonlara giriş çıkışlar elektronik kartlarla, kimsenin yardımına gerek kalmadan hızlıca yapılıyor.
Bizcesinde ise 600 şöför, her istasyonda geçiş turnikelerinin başında bekleyen, akbil satan ve geçişleri ” koordine eden ” görevliler var.
Aslında 40 sn de bir sefer olmasına rağmen, yoğun saatlerde inmesi, binmesi neredeyse imkansız bir hal alıyor.
Kimisine göre harika bir proje, kimisine göre pansuman bir çözüm. Bu fikirlerin hangisinin daha ağır bastığı, yerel seçimlerde daha net ortaya çıkacak.
Ama burada gözden kaçırılmaması gereken şey, projenin aslına daha fazla sadık kalınsa büyük bir fırsata dönüşecek iken, fazlaca bizceleştirildiği için yoğun eleştirilere maruz kaı?yor.
Metrobüsün bu sembolik durumu, iş dünyasının her sektöründe kendisini gösteriyor.
Elbette her işin bizcesi olabilir, ama nasıl ?
Bir yanıt yazın